“Bir Köpeğin Araştırmaları”, Franz KAFKA, Express /sayı: 2008-11

Biliyorum, ele geçirdiğimiz yiyecekleri aramızda dağıtmak köpek ulusunun erdemlerinden biri değildir. Yiyeceği olan başkasına vermez, bu bencillik değil , bir köpek yasası oy birliği ile alınmış ulusal bir karardır.
Bir sürü kötü beslenmiş köpek sağda solda koşup duruyor, elden geldi mi onların azıcık yiyecekleri ellerinden kapılıp alınıyordu. Aç gözlülükten değil de, ilke bakımından böyle davranılıyordu.
Bu yoldaki sesli ya da sessiz bir soruya, sağır yüz ifadeleri, yan gözle bakışlar, puslu, bulanık gözler cevap verir. Denebilir ki: “Sen köpek soydaşlarından dert yanıyorsun, önemli sorunlara ilişkin susmalarından yakınıyorsun, nedenini açığa vurmadıkları bu susuşları yaşamı sana zehir ediyor. Ama sen de bir köpeksin, sende de bu köpek bilgisi var, vursana işte açığa bunu, soru biçiminde değil de cevap olarak. Bunu açığa vurdun mu, kim sana karşı durabilir? O büyük köpek korosu çöküp yıkılacak , o zaman da işte istediğin kadar gerçek, istediğin kadar açıklık, bu basık yaşamın tavanı açılacak ve biz köpekler hep birden özgürlüğe doğru yükseleceğiz. Diyelim ki bu başarıya ulaşamadı. Şimdiye kadarkinden daha mı kötüleşecek durum?Niçin başkalarını susmalarından ötürü kınıyor, ama kendin susuyorsun?”
Cevap kolay: Bir köpeğim de ondan. Tıpkı ötekiler gibi sımsıkı içine kapalı, kendi sorularına karşı duran, korkudan kaskatı bir köpek.