BİR UZUN MEKTUP / OKTAY TAFTALI

Herkesin şunu anlaması gerekiyor: artık Hegel’in deyimiyle zamanın ruhu değişmiştir. Bundan yirmi beş sene önce, şeh-rin sokaklarında birer piyon; ilahlara birer kurban olarak dolaşan yağız, kara kuru, el örgüsü atkılı, kırçıl paltolu çocuklar, ellili yaşlara merdiven dayadıkları şu sıralar, yazıp çizdikleri ile memleketin ruhunu belirleme sürecine girmişlerdir.
Peki bu nasıl oluyor?
Her fırsatta vurgulamaya çalışıyorum: bir toplumun ruhunu, o toplumun şöhretleri, medyatik unsurları değil, itibarlı ve nitelikli insanları belirler. Bu insanlar her toplumda, sahnenin hayli gerisinde du-ran, doğru zamanda, doğru bir fikri siyasi, sanatsal veya edebi biçimlerde, küçük bir taş gibi toplum havuzuna atıp, suda yayılan halkaları uzaktan vekarla seyre-den kişilerdir.
Bu küçük taşlar, küçük dergilerde yazılan yazılardan, demir çarık demir asa Anado-lu kitapçılarında yapılan söyleşilere, taşra üniversitelerinin koridorlarına konu olan tartışmalara, internet sitelerine, mezuni-yet tezlerinde yapılan atıflara kadar uzanıyor.
===========0==============
Memleketin vicdanı öldü. O vicdanı tem-sil eden insanlar telef olmuş vaziyette. Ve şimdi cevval profesörler, siyaset bi-limciler, emekli generaller, Ankara ticaret odası başkanları, adına sol demeseler bile, bir anlamda yurtsever, antiemperyalist bir sol’u tarif ederek, bunun yoklu-ğundan yakınıyor, her akşam TV ekranlarından sızlanıyorlar. Adını vermeseler, lafta kabul etmeseler dahi, yitirilen değerlerin kıyımdan geçirilen genç kahra-manların yokluğunu seziyorlar.
Türkiye 12 Mart’larla 12 Eylül’lerle he-saplaşmak zorundadır. Demokratikleşme ve benzeri lafızlar adına değil, vicdan yaralarımızın sarılması adına bunu yapmak zorundayız. Bu memleket, komşu-suna kızan babanın, kendi çocuğunu döverek ortalık yere mesaj vermesi gibi, zayi ettiği kuşakları, “onarmalıdır.” Böylelikle yakın gelecekte bir gün, dış güçler-le başa çıkamadığında, yeniden kendi çocuklarını harcama tehlikesinin önüne geçilmelidir.
Ortalıkta sinemacıyım, romancıyım diye dolaşan ve biyolojik yaş itibariyle o günlere tanık olduğunu varsayabileceğimiz bayanlar, baylar sözüm sizedir. Sahi, kozmopolit gala akşamlarında sunulan ödülleri, holding yayın evinden aldığınız telifleri ne yapmak niyetindesiniz?
BİR UZUN MEKTUP/ CADDE YAYINLARI